28 Mart 2013 Perşembe

Hong Kong

Merhaba ,


Bugün biraz Hong Kong'dan bahsedeceğim. Asya'nın en büyük ticaret ve turizim merkezinden. Benim açımdansa kocaman bir kaos. Şubat ayında gittiğim ada ilk bakışta bana puslu ve soğuk gelmişti . Ama içerisine girdiğinizde ve sokaklarda dolaştığınızda ise ne kadar sıcak ,büyük ve kalabalık olduğunu farkediyorsunuz.
 



Öncelikle her yer kocaman gökdelenlerle kaplı, binaların arasında dolaşırken kendinizi büyük bir kalenin içinde hissediyorsunuz. Başınızı kaldırıp yukarıya baktığınızda ise gökyüzü sanki küçük bir alana hapsedilmiş gibi duruyor. Ama bu sizi hiç rahatsız etmiyor çünkü o kadar renkli bir şehirki gece ve gündüzü ayırt edemiyorsunuz.
Gündüzleri şehir bir alışveriş cenneti. Dünyanın her yerinden gelen insanlar büyük bir açlıkla alışveriş yapıyorlar. Her caddede ünlü bir mağazayı bulabiliyorsunuz. Hatta aynı mağazadan aynı caddede bir kaç tane bulunmakta. Alışveriş ile ilgili olarak bana ilginç gelen ise iki şey oldu. Öncelikle insanlar ellerinde bavulla dolaşıyorlar. Bu insanlara alışveriş yaptıkça ellerindekileri taşımakta büyük bir kolaylık sağlıyor.

İkincisi ise mağazalara (ünlü mağazaların hepsine) girmek için kuyruk beklemeniz gerekiyor. Mağazalara 5 yada en fazla 6 kişi alıyorlar. Böylelikle içeridekilerin rahatça alışveriş yapmalarını sağlıyorlar.  Hoş heryere sıra ile giriliyor ve kuyruklar oluşuyor. Buna restaurantlarda dahil. Şehirde bir çok alışveriş merkezi bulunmakta özellikle elektronik ürünlerde ucuza bir çok ürün bulabiliyorsunuz.


Benim orda olduğum dönemde Çin yeni yıl tatilindeydi. Ejderha yılından çıkıp Kaplan yılına giriyorlardı . Şehrin her yerine kırmızı ve sarı rengi hakimdi. Şehir ayrı bir süslenmişti. Gösteriler ise çok eğlenceliydi. Bunları göre bilmeniz için Şubat'ın 15 ile 30' u arasında gitmenizi tavsiye ederim. Bu dönemde şehir kalabalık olacağından otelinizi önceden ayarlamanız gerekmektedir.



Yemeklere gelince balık ürünleri ve mantar çok yaygındır. Sosları daha çok tuzlu tatlı karışımıdır. Bu yüzden yemekleri biraz farklı (kötü) kokabiliyor. Şahsen benim tarzım değil. Ama en güzeli yemeklerden önce yeşil çay ikram ediliyor olması. Bu hepsinin zayıf ve dinç olmasına sebep oluyor bence. Birde su istediğinizde size sıcak su getiriliyor. Soğuk suyu özellikle istemeniz lazım . Büyük restaurantların hepsi biraz pahalıdır bunların yerine sokak aralarında bulunan küçük büfe tarzı yerleri tercih edebilirsiniz.Yiyemiyecek olanlar içinde büyük kurtarıcı hamburgercileri her yerde bulabilirsiniz.

Son olarak yapmanız gereken iki şey Victoria zirvesine çıkıp şehrin manzarasını çekmek ve dünyanın en uzun yürüyen merdivenini kullanmak. Bunları yapmadan sakın Hong Kong' u terk etmeyin.

Şimdilik hoşçakalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder